Dağların Şahı Binboğa’nın 2957 Metrelik zirve noktasındaydık.

Yıllardır uzaklardan baktığımız,şehrimize ilk kar yağdı başlığı ile zirveden fotoğraf paylaştığımız o heybetli dağı,Dağların şahını yakından görmek,zirvede yaşanılanlara şahitlik etmek ve binbir çeşit bitkiyi bağrında barındıran Binboğa Dağını yakından tanımak için Rotamızı Binboğa dağına çevirdik.

Arkadaşlarımız Süleyman Çinpolat ve Süleyman Alp ile çıktığımız yolda gördüğümüz hemşehrilerimizle hasbihal ederek,Binboğa’nın belinde kurulan yaylaklarda ki hemşehrilerimizle selamlaşarak o dağın zirvesine ulaşmaya çalıştık.

Her şey ve her yer Zirve’den çok daha güzel görünüyor ama Zirve’ye çıkmak o kadar da kolay olmuyor. Hele hele de Toros bir aracınız var ve bu araç sürekli hararet yapıyorsa yolun zevki bir yana,çilesi bir yana unutulmaz hatıraları da bir yana zorluklarla başbaşa kalıyorsunuz yüce dağın eteğinde.

Şehre kar yağmadığından kar’ı özlemişiz. Kar ile Binboğa dağının zirvelerinde kuytu yerlerde buluşuyoruz. Haziran ayında olmamıza rağmen malesef Binboğa’nın zirvesinde de kar yok denecek kadar az. Bir de pekmezimiz olsaydı yanımızda Karsambaç yapma şansımız olurdu.

Binboğa Dağının zirvesi verilere göre 2950 rakım yüksekliğinde. Nihayet zirveye ulaşmanın sevincini yaşıyoruz ama bu seferde terli olduğumuzdan Zirve’nin Rüzgarında hasta olmak endişesiyle çok da fazla kalamıyoruz. Zirve’ye dağcılar sürekli Türk Bayrağı takıyorlar ama malesef aşırı rüzgar durdurmuyor orada.

Çekimlerimizi yapıp Zirveye veda ediyoruz.

Hacı Hacıyı Mekkede,Hoca Hocayı Tekkede,Sevinli Sevinliyi de Binboğa dağında bulurmuş dedik ve yol boyunca bir çok hemşehrimizi görmek ve selamlaşmak nasip oldu.

Abdurahim Karakoç ağabeyin ifadesiyle Bizim dağların suları bile çağlayarak,taştan taşa çarparak akar. Pısırık olmaz. 

Binboğa Dağı yolculuğumuz esnasında Yaylacılarımızla da karşılaştık. Burada Damlıyurt denilen mevkide bir ağıl’ın çekimini yaptık.

Burası daha eskiden Kuzuluca adıyla bilinirken Hacıkalerin Durdu Ağa ve kardeşleri tarafından Yayla damı olarak kullanılmak üzere tamamı Taş’tan ibaret bu yapı inşa ediliyor. O günden bu yana burası Damlıyurt olarak anılıyor. Burası şu anda ağıl olarak kullanılıyor. Hemen yanı başında da konaklama için bir ev yapılmış. Halen burada Hacıkaler olarak bilinen ailenin yaylacıları tarafından kullanılıyor. Damlıyurt’ta ki bu yapı da kullanılan Hezenler gösteriyor ki bir zamanlar bu dağlar da bu kalınlıkta ve bu sağlamlıkta Ardıç ağaçları varmış.

Binboğa Zirve ziyaretini bir şiirle noktalıyoruz.

Kibir ve Gurur
*
Ne kadar kibirli olursa da Bardağın önünde eğilir çaydanlık,
Öyleyse bu büyüklenme niye,
Bu kibir, bu gurur niçin?
Mütevazı ol, hatta bir adım bile Geçme gurur kapısından.
Bardağı insan bunun için Öper daima alnından…
-Erkin Vahidov

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir